Radikal, Eylül 2011
Dogzstar’ın DJ kabininde, çılgın gibi eğlenen üç kişi! Club Bangkok’a dair hafızamdaki en eski kare bu. Sonrasında, dans ederken kendimi kaybetmişim. Ertesi gün uyandığımda, bu çocuklardan bahsetmek gerek demiştim, zamanı geldi… Doğu Orcan, Hakan Odabaşı ve Onur Yazıcı’dan mürekkep Club Bangkok, taze bir ekip. Doğu şöyle başlıyor hikayelerini anlatmaya; “Birkaç sene önce bir ortamda bir araya geldik, baktım komik çocuklar, onlar da benim gibi ‘seviyesiz’. Müziği de çok seviyorlar. Var mıyız bir ‘club night’a dedik aramızda. Ellerimizi birleştirip ‘Bangkok’ deyip başladık diyeceğim ama başlayamadık.”
Bir iş planı hazırlayıp bar sahipleriyle konuşmaya başlamışlar. Düzenli parti geceleri yapmak istediklerini söyledikleri mekan sahipleri, konsepti o kadar anlamamışlar ki, “Buranın bir ismi var, buranın adı Club Bangkok olamaz” diyen bile olmuş. Tüm kapılar bir bir kapanırken, Dogzstar kapısını aralamış üçlüye.
İlk Club Bangkok gecesine sadece arkadaşları iştirak etmiş tabii. Ama ikincide kapıda kuyruk oluşmuş. “ İstanbul’da bir ‘club night’ yoktu ve eksikliği hissediliyordu” diyor Club Bangkok üyeleri. “Bu tip gecelerde yapılan sadece insanları dans ettirebilecek parçaları arka arkaya çalmak ama yok işte bu İstanbul’da.”
‘Nedir bu işin incelikleri?’ diye sorduğumuzda, cevapları net: “Kendimiz oluyoruz, cool takılmak gibi bir niyetimiz yok. Biz de çok eğleniyoruz ve eğlendiğimizi gösteriyoruz insanlara, bu da güzel bir enerji yaratıyor.” Yani kabindeki duruşları bildiğimiz cool DJ’lere benzemiyor. Bir indie DJ’inin cool takılmak gibi bir hakkının olmadığını düşünüyorlar çünkü.
Müziğe mesai harcamak gerek
İlk zamanlar, kendi deyimleriyle ‘acı çekiyor gibi’ dans ediyorlarmış ama şimdi tavana değecek kadar eğleniyorlar. Eğlenme tarzları için ‘dağıstan düğünü stili’ (http://bit.ly/osuPXd) diyebiliriz. Zira eğlence anlayışlarının içinde birbirlerinin ayakkabısından içki içmek, biten içkilerin buzlarını birbirlerinin ve dinleyicilerin tişörtlerinden içeri atmak ve ‘stage diving’ gibi çeşitli taşkınlıklar var.
Bu noktaya kadar biraz fazla ‘uçarı’ bir resim çiziyor Club Bangkok ama bu işlerini ciddiye almıyorlar demek değil! Müziğe inanılmaz mesai harcadıklarını söylüyorlar. Hakan, “Gerçekten iyi müzik dinlemek istiyorsanız ona vakit ayıracaksınız” diyor ve ekliyor “Türkiye’de gerçek müzik dinleyicisi çok az. İnsanlar iki sene geriden geliyor dünya müziği konusunda.”
‘CD player daha güzel çalıyor’ Bu durumun onları çalmak istedikleri müzikleri çalamama konusunda etkilediğini söylüyorlar. “Şu an dünyada gerçekten ‘hip’ olan şarkıları araştırıyoruz, hepsini de çalmak istiyoruz ama insanlar bilmedikleri için dans edemiyorlar ve eğlenemiyorlar. İdealistlik yapıp bu müzikleri çaldığımızda insanlar eğlenemiyor, biz de amacımızın dışına çıkmış oluyoruz” diyorlar. Aranızda müzik yapan var mı diye sorduğumda, Hakan, “Ben Ankara’dayken benim de grubum vardı ama kötü çalıyorduk. Ben de bari DJ olup çalayım dedim, CD player çok iyi çalıyor çünkü” diyor. Örneğin Blur CD’si çok güzel ‘Girls and Boys’ çalıyormuş! O yüzden bu şarkı, Club Bangkok gecelerinin vazgeçilmezlerinden. Two Doors Cinema Club’ın ‘What You Know’u da öyle… Üçlü, bu yaz Rock’n Coke ve Babylon Soundgarden Festivali’nde de boy gösterdi. Eleştiriler olumlu. Indie marşlarını bir bir çalıp, bol bol dans ettirdiler insanları. Anlaşılan o ki; belki de Murat Abbas ve Murat Beşer’in klasikleşen ‘Oldies but Goldies’ gecelerinin izinden, “Club Bangkok geceleri” emin adımlarla geliyor. Bugün Babylon sezon açılışında sahne alacaklar. Sonrası için de kulağınız onlarda olsun.
Comentários