top of page

'Gökselli' Geçmiş Zaman


Radikal İki, Mayıs 2010





Vintage tarzı ve hülyalı bakışlarıyla, halihazırda maziyi andıran Göksel, geçen yıl çıkardığı ve 70’li yılların şarkılarını tekrar yorumladığı ‘Mektubumu Buldun mu?’ ile bu imajını perçinlemişti. Bu hafta çıkan ‘Hayat Rüya Gibi’ albümüyle yeniden 70’lere giden ve tabii dinleyeni de yanında götüren Göksel’in albümü bir öncekinin devamı niteliğinde. Ancak nostalji düşkünleri fazla heveslenmesin, Göksel’in Muazzez Ersoy’un tahtını elinden almaya hiç niyeti yok, o kendi şarkılarını yapmayı hiç bırakmayacak. Nostalji serisi için, “Bu son artık, devamı olmayacak” diyen Göksel’le, son albümü ‘Hayat Rüya Gibi’yi konuştuk. 

Bir sene içerisinde üçüncü albümünüz çıkıyor piyasaya, bir Best Of ve iki de nostalji albümü. Biz aslında bir önceki albümü (Mektubumu Buldun Mu?) ara albüm olarak yapmıştık ve gerçekten ikincisini yapacağım aklımın köşesinden bile geçmiyordu. Ama o kadar zevkli bir çalışma dönemi geçirdik ki, stüdyo ortamında her şeyi canlı çalmak, şarkıları seçmek, çalışmak gibi şeyler yeni ve heyecan vericiydi. Çünkü daha önceki yaptıklarım hep kendi şarkılarımdı ve şarkıyı öğrenme dönemi diye bir şey olmuyordu doğal olarak. Bir de önceki albümde söyleyemediğim, keşke şunu da söyleseydim dediğim şarkılar olmuştu. Mesela ‘İçime Sinmiyor’a çok üzülüyordum. Tadı damağımda kalmıştı. 

Geçen yıl çıkan ‘Best Of’u eski plak şirketiniz siz ayrıldıktan sonra çıkardı değil mi? Evet, Sony’nin Best Of çıkarma hakkı vardı sözleşmeye göre ama etik olarak çok doğru olmadı tabii. ‘Mektubumu Buldun Mu?’ albümü çıkalı birkaç ay olmuştu ve ciddi satış rakamlarına ulaşmışken biraz onun rüzgarından faydalanmaya çalışıyorlarmış gibi göründü. Ben isterdim ki kendi 4Best Of’umda söz sahibi olayım, şarkıları seçeyim. Bana gönderilmedi bile, hiç haberim olmadı ve üstelik de seçilen şarkılar doğru değildi. Mesela ‘Günün birinde’ ya da ‘Sabır’ gibi kariyerimin en önemli şarkıları o albümde yoktu. O yüzden ben ona ‘Best Of’ değil de Sony’nin toplama albümü olarak bakıyorum. 

Peki yeni albüme gelelim, iki kez üst üste nostalji albümü yapmak kariyerinizi nasıl etkiler sizce? Benim gibi benim dinleyicimin de kafası karışık sanırım. Herkes bir taraftan bu şarkıları bana çok yakıştırıyor ama kendi şarkılarımı da bekliyor. Ben de çok büyük bir zevkle söylüyorum bu şarkıları, şarkıcı olarak inanılmaz bir tatmin yaşıyorum. Diğer taraftan benim kendi şarkılarımı bekleyenler de üzülmesin, kariyerim çok uzun olacak, çok albüm yapacağım, iki tanesi de eski şarkılardan olsun, ne olur?

Yani kolaya kaçmak olarak yorumlanmamalı bu albümler... Hayır, ben şarkı yazmassam ölürüm. O bana çok iyi gelen bir şey. Ama biraz özlemem, biraz biriktirmem gerekiyordu. Şimdi yazdığım şarkıları daha çok beğenecekler. 

Şarkıları stüdyoda canlı kaydetmişsiniz. Evet, zaten en güzel kısmı o oldu. Yaklaşık 50 müzisyen gelip çaldı. Canlı kayıtlar çok güzel ve duygulu oluyor. Çünkü her insan kendi ruhundan bir şeyler katıyor. Dijital ortamdaki gibi olmuyor. Şarkıların orijinallerine de sadık kaldık, aynı altyapıların üzerine ben yeniden yorumladım, kendi kimliğim ve duygumla.

Şarkılara karar verme aşaması nasıl oldu peki? Albümün üzerine titrediğim için şarkıları seçerken zorlandım tabii. Çok insana fikrini sordum ama baktım herkes kendisi için özel olan şarkıları öneriyor ve repertuar o kadar tuhaf yerlere gitmeye başladı ki... En nihayetinde ben kendi beğenilerimle, bana yakışacağını düşünüdüğüm bir repertuar oluşturdum ama mesela ‘Başıma Gelenler’i Naim Dilmener önerdi, ‘Deli Etme Beni Aşk’ı Yaşar Gaga önerdi. Yani içlerinde değerlendirdiğim öneriler de oldu. 

70’lere bu özel ilgi nereden geliyor? O dönemin estetik anlayışını çok seviyorum. Bugünün teknolojik hayatı bana çok yorucu ve kirli geliyor. Orada daha saf bir şey var sanki. Bugün daha bireysel, daha monoton hatta belki de robotik bir yaşam şeklimiz var. Sanki biraz da insan doğasına aykırı yaşadığımızı, şehir hayatının insanın doğasını kirlettiğini ve bozduğunu düşünüyorum. O yüzden o döneme bir özlemim var. Belki biraz da o dönem çocukluğuma denk geldiği için seviyorum. Çocukluktan hep iyi hatıralar kalır ya insana.

Şarkılar çok geniş bir yelpazede, Orhan Gencebay parçası da var ‘Ah Nerede’ de var... Evet, tek bir türe bağlı kalmadım. Ama hepsi birleşince aynı gibi oldu. Neden öyle oldu bilmiyorum, herhalde hepsi eski diye. (Gülüyor)

Teoman’la bir düet var albümde, ona nasıl karar verdiniz? Teoman’la ortak arkadaşlarımızın ortaya attığı bir fikirdi bu. Bir taraftan da geçen albümden beri Teoman’la bir şarkı yapsam diye düşünüyordum. Sonra bir gün ortak arkadaşlarımızla birlikteyken birdenbire karar verdik ve yaptık işte. 

Daha önceki albümlerde eski eşiniz Alper Erinç’le birlikte çalışıyordunuz, artık iki albümdür birlikte çalışmıyorsunuz, nasıl etkiliyor bu sizi? Alper’le beraber dört albüm yaptık. Bu bir yerden sonra bir tıkanıklığa yol açabiliyor. O anlamda, beni farklı gözle görecek müzisyenlere ihtiyacım vardı. Çünkü bazen bazı insanları kanıksarsınız, onu kendi kafanızda bir kalıba sokarsınız ve farklı özelliklerini göremeyebilirsiniz. O açıdan, başka insanlarla çalışmamın şu dönemde benim için daha faydalı olduğunu düşünüyorum. Ama Alper, Türkiye’de en beğendiğim aranjör. Onunla yaptığımız çalışmaların da benim kariyerimde çok özel ve önemli bir yeri var. Belki birkaç yıl sonra tekrar birlikte çalışırız. Tekrar evlenmeyiz ama çalışabiliriz. (Gülüyor) 

Albümü dinleyenlerin ilk tepkileri ne oldu? Albümü dinlettiğimde çok fazla ağlayan oldu. Annem çok ağladı mesela. ‘İçime sinmiyor’u dinlediğinde katıla katıla ağladı. Menajerimin annesi de ağlamış çok. Annelerin gençlik dönemlerine denk gelen şarkılar olduğu için hüzünleniyorlar. Öte yandan çok gülen, eğlenen de oldu. Sanki albüm ağlatırken güldürüyor gibi bir durum var. 70’lerin hem hüznünü hem de neşesini taşıyor, biraz da benim ruh halimi yansıtıyor. 

Sizi her kesimden insan dinliyor sanırım, bunun sebebi nedir sizce? Nedenini gerçekten bilmiyorum ama kariyerimin başından beri birleştirici bir tarafım hep vardı. Alternatif müzik dinleyen insanlar da dinliyor beni, arabeskçiler, kadınlar ya da erkekler de. O beni çok mutlu ediyor. Bu şarkılarla birlikte bu durum daha da büyüdü. Çünkü bu şarkılar herkesin bir şekilde bildiği ve eşlik edebildiği şarkılar.

Comments


bottom of page