Radikal İki, Ağustos 2010
Her memleketin dönem dönem hayatının içine girdiği, hatta neredeyse bir ‘Truman’ vakası haline getirdiği celebrity’leri olur. Bu kimseler, özel hayatlarında ne yaşıyorlarsa bütün ülke nüfusu medya kanalıyla buna tanıklık eder. Onlar sürekli bir aktivite içindedir, hayranları ve gazeteciler de onların peşinde. Son dönemde, İngiltere’nin bu tarife uyan ünlü ismi; Russell Brand. Komedyen, aktör, yazar, sunucu, yani on parmağında on marifet bulunan Brand, bu hafta ülkemizde de gündemde. Forgetting Sarah Marshall/ Aşkzede’deki rock şarkıcısı Aldous Snow karakteriyle hatırlayacağımız aktör, bu hafta Snow karakteri üzerinden yürüyen Get Him to the Geek/ Zorlu Görev’le tekrar karşımızda. Renkli hayatıyla son dönemde gündemden düşmeyen Russell Brand aslında hayata akranlarından biraz daha geride başlayanlardan. Anne ve babası, henüz altı aylıkken boşanan ve annesi tarafından büyütülen Brand, yedi yaşına geldiğinde öğretmenlerinden biri tarafından tacize uğrar. Zor başlayan hayat, annesinin önce rahim ardından göğüs kanseri olmasıyla iyice zorlaşır. 14 yaşına geldiğinde vejetaryenlikten blumia’ya terfi eden Brand, 16’sında annesinin hastalığının ilerlemesinden sonra bir süreliğine evi terk eder. Tahmini zor olmasa gerek ki, okulla da arası iyi değildir. Buna karşın Brand’in bilimum uyuşturucu ve yasadışı maddeyle yakın ilişkileri vardır. Bu çetrefilli ilk gençlik yıllarından sonra, belini doğrultup radyo spikerliğine adım atan Brand’in dipten yüzeye yolculuğu da böylece başlamış olur. BBC’de yaptığı radyo programlarıyla hatırı sayılır bir hayran kitlesine ulaşan Brand, ülke çapında üne Biri Bizi Gözetliyor’un İngiltere’deki muadili Big Brother programının sunucusu olduğu dönemde kavuşur. Artık eski ‘serserilik’ günlerini geride bırakan Brand’in radyoculuk kariyeriyse tam da bu sırada, ‘huylu huyundan vazgeçmez’ yasası gereği, CV’sine yakışacak cinsten bir vakayla son bulur. Vaka, Brand’in radyodaki programına konuk olan Jonathan Ross’la birlikte ünlü oyuncu Andrew Sachs’e yaptıkları telefon şakası. Brand, Sachs’in telesekreterine “Yanımdaki adam senin torununla seks yaptı!” diye bağırınca BBC’den tabii ki kovulur. <strong>Brand’in marifetleri</strong> Radyoculuğun ardından, yıldızı parlak yapımcı Judd Apatow’un son dönemde yarattığı ve daha çok erkeklerin ilgisine mazhar olan Knocked Up/ Kaza Kurşunu, Superbad/ Çok Fena gibi romantik komedi filmlerine terfi eden Brand bu furyaya ilk adımını Aşkzede ile attı. Filmde canlandırdığı Sarah Marshall’ın rockçı sevgilisi Aldous Snow karakteriyle göz dolduran aktörün hikâyesi hemen ardından oynadığı Adam Shankman filmi Bedtime Stories/ Gerçek Masallar’la devam etti. Bu hafta gösterime giren Zorlu Görev’de de boy gösteren Brand, bu kez tekrar ünlü ve kaprisli rock yıldızı Aldous Snow rolünde. Russell Brand’e filmde Jonah Hill ve Rose Byrne’in yanı sıra Lars Ulrich, Pink, Christina Aguilera ve Katy Perry gibi isimler de eşlik ediyor. Russell Brand’in marifetleri bunlarla sınırlı değil. Stand-up şovlarıyla kendisine kemik bir hayran kitlesi oluşturan Brand’in elinden sunuculuk da geliyor. 2009 yılının sonunda, üst üste ikinci kez MTV Video Müzik Ödülleri’nin sunuculuğu görevini üstlenen ve ödüller adına son yılların en kalabalık izleyici kitlesini ekran başına çekmeyi başaran Brand -ne ara vakit buldu bilinmez- yazarlığa el atmaktan da geri durmamış. Geçmişinde, köşe yazarlığı da bulunan ve İngiliz The Guardian gazetesinde futbol -aslında daha çok taraftarı olduğu West Ham United- üzerine eğlenceli yazılar yazmış olan Brand’in otobiyografisini kaleme aldığı bir de kitabı var. 2009’da yayımlanan My Booky Wook: A Memoir of Sex, Drugs and Stand-Up Brand’in ilk yazarlık denemesi olmasına rağmen İngiltere’de de Amerika’da çok satıyor. Bohem hayat tarzı, kişilik bozukluğu teşhisleri, bağımlılıkları ve tutuklanmalarıyla hep gündemde olan Brand’in çapkınlıkları da dillere destan. Şimdilerde durulmuş gözüken ve hatta sevgilisi Katy Perry’yle evlilik hazırlıkları içerisinde olsa da, medyada ‘ladies’ man’ olarak anılan ve 2006-2007 ve 2008 yıllarında üç yıl üst üste The Sun gazetesi tarafından, haddinden fazla çapkın erkeklere verilen ‘Shagger of the Year’ ödülünün sahibi olan Brand aynı zamanda ödülün isminin ‘The Russell Brand Shagger of the Year Award’ olarak değişmesinin de müsebbibi. Russell Brand’in marifetlerine şöyle bir bakan herkes, alkol, uyuşturucu ve seks bağımlısı bir insanın rehabilitasyondan vakit bulup da hangi ara bu kadar şeyi yaptığına inanmakta zorlanıyor. Her zaman yeni bir sürprize gebe, renkli hayatını daha da renklendirerek sürdüreceğe benzeyen Russell Brand, ne yapıp ne ettiği her daim takip edilmesi gerekenlerden. Eğer henüz onu tanımıyorsanız, bu hafta Zorlu Görev’le işe koyulabilirsiniz. Pişman olmayacaksınız...
댓글